GENEL BOŞANMA SEBEPLERİ (TMK 166/1-2)
Türk Medeni Kanunu’nun 166.maddesinin 1. Fıkrasında: “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.” Hükmü yer almaktadır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması kısaca, çeşitli sebeplerden eşler arasında saygı, sevgi ve güvenin ortadan kalkması veya taraflar açısından ortak hayatı sürdürmenin çekilmez hale gelmesi olarak ifade edilebilir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nispi boşanma sebeplerindendir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması kriterini önceden belirlemek mümkün değildir, her evlilik ve her bir kişi tarafından ortak hayatı çekilmez kılan unsurlar değişiklik gösterebilmektedir. Hâkim her davanın durumuna bakarak yaşanan olayların evlilik birliğini temelinden sarsıp sarsmadığını, ortak hayata devam etmenin taraflar için çekilmez hale gelip gelmediğini denetleyecektir. Yani A şahsı için ortak hayatı çekilmez kılan bir sebep, B şahsı tarafından hoşgörü ile karşılanabilir. Yalnızca evlilik birliğinin temelinden sarsılması yeterli olmayıp ortak hayatın sürdürülmesi eşler açısından çekilmez hale de gelmiş olmalıdır. Hâkim bu iki koşulu birlikte değerlendirmek zorundadır. Yargıtay 2. HD. 2004/3175E.&2004/3919K sayılı kararında: “Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanun’un 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.Sonuç: Temyiz edilen kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliği ile karar verildi.” şeklinde hüküm kurulmuştur.
TMK 166/1’de kusur ilkesi değil evlilik birliğinin sarsılması ilkesi esas alınmıştır. Yani buna göre tam kusurlu olmamak şartıyla ağır kusurlu eş de boşanma davası açabilir. Tam kusurlu eşin dava açma hakkı yoktur, davalıya izafe edilebilecek hiçbir kusur yok ise yani davalı kusursuz ise boşanma davası reddedilecektir. Bu durum Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 14/02/2008, 21374/1572 sayılı kararında: “TMK md. 166/1’ göre dava açılabilmesi için tamamen kusursuz olmak veya az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.” Şeklinde özetlenmiştir. Diğer yandan ağır kusurlu eş boşanma davası açabilir ise de boşanmaya karar verilebilmesi için; hafif kusurlu eşin bu davaya itirazı olmamalı, eş ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamış olmalıdır. Az kusurlu eş boşanmaya itiraz eder, karşı çıkarsa ve bu itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve eş ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamış ise ağır kusurlu eşin açtığı boşanma davası kabul edilecektir. Bu husus Yargıtay kararlarında sıkça ifade edilmektedir.Yargıtay uygulamasında tam kusurlu eşin açmış olduğu boşanma davasına karşı kullanılan itiraz hakkının, hakkın kötüye kullanılması olarak kabul edildiği hallere; birlikte yaşamaktan kaçınan, evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmeyen, uzun süreli hapis cezası almış olan, eşine onu sevmediğini söyleyen kişilerin itirazı örnek olarak gösterilebilir.
Örnek genel boşanma sebepleri; hakaret etmek, baskıcı davranmak, aşağılamak, güven sarsıcı davranışlarda bulunmak, alay etmek, aile sırlarını 3. kişilerle paylaşmak, iftira etmek, sevmediğini söylemek, evden kovmak, hasta olduğunda ilgilenmemek, evlilik birliğinin yüklediği görevleri yerine getirmemek, aşırı müsriflik, kumar oynamak, aşırı alkol kullanmak, ekonomik şiddet uygulamak, kaynana ile oturmaya zorlamak, eşe para vermemek, eşin maaşına el koymak, cinsel ilişkiden kaçınmak, her türlü(fiziksel, sözlü, ekonomik, cinsel, duygusal) şiddet uygulamak, büyü, muska fal gibi işlerle uğraşmak vs. sayılabilir.
Özel sebeplerin(zina, hayata kast, akıl hastalığı vs.) varlığında da genel sebeplere dayanılarak boşanma davası açılabilir.
Genel sebeplere dayalı olarak açılan davanın titizlikle yürütülmesi ve boşanma davalarında uzman bir avukattan hukuki destek alınması çok önemlidir.
____________________
Kaynaklar: Ömer Uğur Gençcan, Boşanma Hukuku, Yetkin Yay. 8. Baskı
Hukuk Davaları, Seçkin Yay. 4. Cilt 2. Baskı
Nihal İnal Aile Mahkemeleri Davaları, Bilge Yay. 1.cilt
Comments