T.C. YARGITAY
Büyük Genel Kurul
Esas No: 1954/2
Karar No: 1956/14
Karar Tarihi: 27-06-1956
ÖZET: Bir tek davada aynı müddeabihin müteselsilen tahsili müteaddit davalılardan talebedilmesi ve davalılar için müşterek olan bir sebepten dolayı davanın reddolnması muvacehesinde müddeabihde ve davanın red sebebinde vahdet bulunduğu aynı noktada toplanan müdafaanın mahkemece kabul olunduğu, şu suretle davanın reddini temin hususunda davalılar vekillerinin müşterek mesailerinin aynı neticeyi verdiği göz önünde tutularak davacıya karşı müteselsilen mesul bulunan mütaaddit hakiki veya hükmi şahıslar aleyhine ikame olunan bir davanın davalılar için müşterek sebepten dolayı reddi halinde müddeabihin kıymet veya miktarı üzerinden bir vekalet ücreti tayin ve takdir olunacağına karar verildi.(1086 S. K. m. 423)Dava: Mütaaddit hakiki veya hükmi şahıs aleyhine açılan bir davanın reddi halinde davalılar için tayin ve takdir olunacak vekalet ücretinin taaddüt edip etmeyeceği hususunda Temyiz Dördüncü Hukuk Dairesi'nin 30.9.1949 tarih 4234/5000 sayılı ve 14.6.1951 tarih 4724/5201 sayılı ilamlarıyla Ticaret Dairesi'nin 13.7.1951 tarih 3738/4105 sayılı ilamı arasında içtihat ihtilafı bulunduğu yolundaki Adliye Vekilliğinin 24.11.1951 tarih 6165 sayılı yazısı ile ilişiği ilamlar örneği birinci reislik tarafından Temyiz Tevhidi İçtihat Hukuk Kısmı Umumi Heyetine tevdi edilmekle keyfiyet müzakere olundu:Karar: Dördüncü Hukuk Dairesi'nin 14.6.1951 tarihli ilamı S. tarafından İktisat Vekilliği ile Ereğli Kömürleri İşletmesi aleyhine açılmış maden ocağı tesisat ve malzemesinin iadesi veya bedellerinin tahsili talebine mütedair davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi yolundaki hükme taallûk edip mahalli mahkeme reddedilen kısım için davalılar lehine vekalet ücreti takdir etmiştir. Temyiz ilamında (Davalılar ayrı ayrı hükmi şahsiyeti haiz müesseseler bulunmasına nazaran takdir olunacak ücreti vekaletin ayrı ayrı gösterilmesi lüzumundan zühul olunması) yolsuz görülmüş ve davalıların bu noktaya matuf temyiz itirazları kabul olunarak vekalet ücretine mütaallik kısmı nakzedilmiştir.Aynı dairenin 30.9.1949 tarihli ilamı ise; Başvekalet ile Müliye Vekilliği tarafından Ş. Şirketi aleyhine ikame edilmiş bir davaya mütaallik bulunmaktadır. Evvelce davalı şirket tarafından davacı başvekalet ile Maliye Vekilliği aleyhine devlet şûrasına iptal davası açılmıştır. Devlet Şûrasınca hadisede husumet Başvekalete teveccüh etmeyeceğinden bahisle davalı mevkiinden çıkarılmış ve Maliye Vekilliği aleyhindeki iptal davası esas bakımından reddedilmiştir. Başvekalet ve Maliye Vekilliği Asliye mahkemesine ikame ettikleri davada Devlet Şûrasında vekille temsil edildiklerini ileri sürerek vekalet ücretinin davalı şirketten tahsilini istemişlerdir. Asliye mahkemesi yalnız Maliye Vekilliğinin vekalet ücreti talebini kabul eylemiştir. Dördüncü Hukuk dairesi: (Davcılardan Başvekaletin Şûrayı Devlette husumet noktasından davalı mevkiinden çıkarılması binnetice aleyhindeki davanın husumet sebebiyle reddi maheyitende olduğu gibi her iki davacının Şûrayı Devlette aynı avukatlar tarafından temsil edilmesi istenilen vekalet ücretinin vekile değil müvekkile ait olması bakımından, davacılardan Başvekaletin vekalet ücreti istemine engel olamayacağının göz önünde tutulmaması)nı yolsuz görmüştür.Temyiz Ticaret Dairesi'nin 13.7.1951 tarihli ilamı, Mete vapuru sahipleri tarafından beş aded hakiki ve hükmi şahıs aleyhine açılmış bir davaya taalluk etmektedir. Mahalli mahkemesince davacıların dava hakkı bulunmamak noktasından dava reddedilmiş her bir davalı için ayrı ayrı vekalet ücreti takdir olunmuştur. Ticaret Dairesi: (Müddeabih meblağın tahsili ciheti tekerrür etmemek kaydıyla müteselsilen talep ve dava edildiğine ve davalılardan her birinin tediyede bulunması halinde hissesinden fazlasıyla diğer davalılara rücu edebileceğine ve dava reddedildiğine nazaran müddeabih nispetinde taayyün edecek avukatlık ücretinin davalılara taksimi gerekirken bir müddeabih için beş davalı lehine ayrı, ayrı ücret takdirinde isabet görülmediği) neticesine varmıştır.İçtihat ihtilafı müddeabihin müteaddit davalılardan müteselsilen tahsili talep ve dava edildiği ve dava reddolunduğu takdirde davalılardan her biri için ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilip edilmeyeceği noktasına inhisar etmektedir. Bu hususta Hukuk Usulü Muhakemeleri kanunununda ve Avukatlık Kanunununda ve avukatlık ücret tarifesinde sarih bir hüküm mevcut değildir.Müteselsil borçluların gerek kendi aralarındaki münasebete ve gerek alacaklıya karşı hukuki vaziyetlerine mütaallik Borçlar ukukunun umumi hükümleriyle usule müteallik işbu ihtilafın halli mümkün görülmemiştir. Bir tek davada aynı müddeabihin müteselsilen tahsili müteaddit davalılardan talep edilmesi ve davalılar için müşterek olan bir sebepten dolayı davanın reddolunması muvacehesinde müddeabihde ve davanın red sebebinde vahdet bulunduğu aynı noktada toplanan müdafaanın mahkemece kabul olunduğu, şu suretle davanın reddini temin hususunda davalılar vekillerinin müşterek mesailerinin aynı neticeyi verdiği göz önünde tutularak davacıya karşı müteselsilen mesul bulunan mütaaddit hakiki veya hükmi şahıslar aleyhine ikame olunan bir davanın davalılar için müşterek sebepten dolayı reddi halinde müddeabihin kıymet veya miktarı üzerinden bir vekalet ücreti tayin ve takdir olunacağına birinci oturumda üçte iki ekseriyet hasıl olmadığından ikinci oturumda mutlak ekseriyetle 27.6.1956 tarihinde karar verildi.
Comments